Murat Kekilli: Cem Karaca toplumun duyarlı kanadıydı
Gülsüm YILDIRIM / HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) – 8 Şubat 2004’te vefat eden Anadolu Rock şairi Cem Karaca’nın hâlâ her yaştan insanın gönlünde yeri var. Anadolu Rock müziğinin en sevilen isimlerinden Murat Kekilli, ölümünün 20. yılında sevenleri tarafından sevgi ve özlemle anılan Cem Karaca hakkında Herkes Duysun’a açıklamalarda bulunarak, “Onun nimetlerinden faydalanıyoruz” dedi. ışık.” söz konusu.
“Şeref Belası”, “Tamircinin Çırağı”, “Ceviz Ağacı”, “İslak Islak” gibi unutulmaz eserlere imza atan rock müzik sanatçısı, besteci, tiyatrocu ve sinema oyuncusu Cem Karaca’nın vefatının üzerinden 20 yıl geçti. .
Türkiye’nin en özgün sesine ve üslubuna sahip sanatçılarından biri olan Muhtar Cem Karaca, Batı ve Anadolu müziğini harmanladığı müziğiyle 1990’lı yıllara damgasını vurdu.
Karaca’nın Anadolu Rock müziğinin en değerli temsilcilerinden biri olduğunu belirten Murat Kekilli, “Cem Karaca’yı kelimelerle anlatmak mümkün değil. Onun gibi insanlarla parantez açıp ansiklopedileri doldurmamız lazım. Cem Karaca o kadar dolu ve insani yönü olan bir sanatçı ki, müzisyenliğine ve insanlığına ayrı bir değer verilmesi gerekiyor. İnsan hangi meslekte olursa olsun çalıştığı sürece başarılı olacaktır. Önemli olan insan olmanın erdemini anlamaktır. Cem Karaca, insani önceliklerini ve hassasiyetlerini hiçbir şeye değişmeyen bir insan. Bu durum kendisinden sonra gelen müzisyenlere de ilham kaynağı olmuştur. Cem Karaca o kadar hassas bir insandı ki, bu durum müziğine de yansıdı. “Batı müziğini Anadolu müziğiyle, Batı enstrümanlarını Anadolu enstrümanlarıyla birleştirerek ‘Anadolu Rock’ adında bir tarz yarattı.” söz konusu.
“SANAT ÖLÜMDEN SONRA DA YAŞAYABİLİR”
Pek çok esere özgün yorumlarıyla hafızalarda yer edinen Cem Karaca’nın sadece Anadolu Rock müziğinde değil diğer türlerde de donanımlı olduğunun altını çizen Kekilli, “Türk kültürüne büyük etki bıraktı. gelecek nesiller ve biz de bu ışıktan faydalandık. Sevgili Cem Karaca’nın müziği bugün hâlâ keyifle dinleniyor. Aslında buna ‘sanat’ diyoruz. Ölümden sonra yaşayabilmektir. Cem Karaca işini o kadar iyi yaptı ki gelecek kuşaklar da bunu yaşamaya devam ediyor. Cem Karaca toplumun sessiz değil duyarlı kanadıdır. Bir ideoloji peşinde koşmadı. Neyin doğru neyin yanlış olduğunun farkındalığıydı. Anadolu kültürüyle büyüyen birinin toplumun sesi olur, duyarsız kalması mümkün değildir. “Cem Karaca ve onun gibi insanlar var olduğu ve hayatımıza dokunduğu sürece, mekanı cennet olsun.” İfadelerini kullandı.
“HAYAT BİR OYUNDUR”
1961 yılında Hamlet’i oynayarak tiyatroya ilk adımını atan usta sanatçının aynı zamanda samimi bir insan olduğunu belirten Murat Kekilli, “Oyuncular oyunculuk kariyerlerini daha iyi analiz ederler. Şunu söylemeliyim ki samimi bir insan sahte bir rol oynayamaz. Öncelikle Cem Karaca’nın sıcaklığı var. Harekete geçmesine gerek yok, kendisi olması yeterli. “Kendini deneyimlemek en büyük ve en muhteşem oyundur.” Şeklinde konuştu.
SÜRDÜRÜLDÜ, VATANDAŞLIĞI KALDIRILDI AMA ÜLKESİNİ SEVMEKTEN VAZGEÇMEDİ
1970’li yılların özgür ortamı, her gün pek çok kişinin öldüğü sağ-sol kavgalarını da beraberinde getirdi ve pek çok kişi bu nedenle yargılanmaya başladı. Bunlardan Cem Karaca da nasibini aldı. Selda Bağcan’la Münih’teki 1 Mayıs gösterisinde çekilen fotoğrafın bir tabloid gazetesinde “Cem Karaca gizli hesapların peşinde” başlığıyla yayınlanması Karaca’nın hayatında yeni bir dönüm noktası oldu. Usta sanatçı “memleketine dönmeye” davet edildi. Avukatlarının “gelmeyin” uyarısını dikkate alan Karaca, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından 6 Ocak 1983’te vatandaşlıktan çıkarıldı. Bu durumun siyasi bir sürgün olduğunu söyleyen Murat Kekilli, şunları söyledi: “Cem Karaca kasten suçluydu. Turgut Özal zamanında af çıkarıldı ve o da yurda döndü. Almanya’daki yaşamı daha iyi anladı ve evini özledi. Halkını, Anadolu’yu ne kadar özlediğini fark etti. Anadolu Rock müziği yapan birinin Anadolu’dan uzak durması iyiye işaret değil. Bu topraklar için hangi savaşlar yapıldı? Biz de bu toprakların kültürüyle büyüdük, bizim başka bir yerde yaşamamız mümkün değil. Bu bizim oksijenimiz. Cem Karaca da bunun farkındaydı.” söz konusu.
FİLMLER VE DİZİLER
Kralların Gazabı (1970)
Fahişe Bizans (1999)
Avcı (2001) TV dizisi
Yeni Hayat (2001)
ÖDÜLLER
100’ü aşkın plaket ve ödülden bazıları:
1967: Altın Mikrofon yarışması: Emrah adlı eserin bestesi ile birincilik ödülü. (Cem Karaca ve Apaşlar)
1971: Hey dergisi: Dadaloğlu’yla birincilik ödülü. (Cem Karaca ve Kardaşlar)
1972: Hey Müzik Yılın Oscarları: “Yılın Erkek Sanatçısı”
1974: Hey dergisi: “Yılın Bestesi” – Trouble with Honor
1974: Demokrat İzmir: “Yılın Rekoru” – Onur Belası (Cem Karaca ve Moğollar)
1975: Yılın Hey Müzik Oscarları: “Yılın Erkek Sanatçısı”
1975: Altın Kelebek: Türk Batı Müziğinde “Yılın Erkek Şarkıcısı” ödülü
1975: Ses dergisi “Yılın Batı Müziği Sanatçısı”
1976: TGS İzmir Basını: “Yılın Erkek Sanatçısı”
1976: TGS İzmir Basını: “Başarılı Rekor” – Hengame (Cem Karaca ve Dervişan)
1977: TGS İzmir Basını: “Yılın Topluluğu” – Dervişan
1977: TGS İzmir Basını: “Yılın Erkek Sanatçısı”
1990: 4. Altın Güvercin müzik yarışması: “Yorumcu ödülü” – Kahya Yahya
1990: 4. Altın Güvercin müzik yarışması: “Şarkı Yazarı Ödülü” – Kahya Yahya
1993: Raks, Popsav ve Kültür Bakanlığı’nın düzenlediği “Türk Pop Müziğinde 35 Yıl”: “Yılın Bestesi Ödülü” – Onur Belası
1995: Bahçelievler Belediyesi: Basın ödülü
1999: Avrupa Gençlik Festivali “Kuzey Yıldızı”
2000: Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı: Çeyrek asırdan fazla bir süredir gurur verici bir kayıt
2001: Burç FM: Onur Ödülü