Erdoğan: Diktatör ikinci tura kalacak mı? Diktatör İşini Birinci Turda Bitirdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün Ankara Keçiören’de yaptığı konuşmada, “Düşünün diktatör ikinci tura kalır mı? Diktatör işini birinci turda bitirir. O da yüzde 90’la bitirir. Bunun birçok örneği var. Biz diktatörlüğe değil, milletimizin gönlünü kazanmaya hasretiz.” Erdoğan da konuşmasında, “Yasakları kaldırdık, zulme son verdik, hukuksuzluklara son verdik. Hiç kimsenin mezhebi, etnik kökeni, menşei, kılığına girmedik. herkes ve toplumun tüm kesimlerinin özgürlüğünü genişletmek.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Ankara’nın Keçiören ilçesinde düzenlenen sivil toplum kuruluşları ve muhtarlar toplantısına katıldı. Erdoğan özetle şunları söyledi:
“MİLLETİMİZ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTAR DEMOKRASİYİ AYAKLAR ALTINDA SÖYLÜYOR”
“Biliyorsunuz bu kardeşiniz Keçiören’de misafir değil, sahibi biziz. Gün geçti, başarılarımızı, zaferlerimizi birlikte kutladık.
Türkiye ortalamasının üzerinde yüzde 52,5 oyla bize destek veren Keçiörenli kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Bu kez söylüyorum, inşallah pazar günü Ankara birinci ilçesiyle, ikinci ilçesiyle kısacası sandıkları doldurur. Hesapları çökertecek. Bu hesapları alt üst etmeye hazır mıyız? Buna hazır mıyız? 53’ü geçen oy oranıyla Meclis’te ne yaptınız? Millet İttifakı diyen Keçiören olarak Kemal Bey’in tüm hesabını alt üst ettiniz. Şimdi mecliste çoğunluğu 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı’na vermesi hem bir güven göstergesi hem de bir irade beyanıdır. Bu çok değerli. Yani şimdi Cumhur İttifakı 323 milletvekili ile mecliste taban oluşturdu. Bu ne anlama gelir? Yasama organı olarak Cumhur İttifakı içindeyiz. Milletimiz güçlendirilmiş parlamenter demokrasi söylemini ayaklar altına almıştır.
“BU BİLİNÇLİ TARAFLAR, TOPLAM 1 PUAN İLE HESAP UZMANI VEYA BB KEMAL, ONDAN YAKLAŞIK 40 MİLLETVEKİLİ ALDI”
Bak, koltukları paylaşıyorlar. Koltuk paylaşımında, düşünün, toplamı 1 puan olan bu belli partiler, hesap uzmanı veya Kemal Bey, ondan 1 puanla 40’a yakın milletvekilini aldılar. Bu ne iş? Bu nasıl bir muhasebeciydi? Peki bu CHP ayakta kalabilir mi?
Bu spekülatörlerin yaptığı oyunlara bakmayın. Bu Kemal Bey’in herifinin yaptığı oyunlara bakmayın. Bunların hepsi gelip giden süreksiz süreçlerdir. Türkiye ayakta mı, bakın. Milletimiz yabancı dergi kapakları üzerinden kendisine parmak sallayan güçlere teslim olmayacağını defalarca beyan etmiştir.
Meclis için gösterdiğiniz iradeyi ikinci nevi cumhurbaşkanlığında da göstermemiz gerekiyor. Hizmetlerin aksamaması adına yasama ve yürütme ile uyum içinde çalışmak çok değerli.
“Mevcut BAŞBAKAN Ecevit Bey ve ortaklarının ÖNÜNE ANAYASA KİTAPÇIĞINI KİM FIRLATTI?”
Kardeşlerim, Türkiye daha önce devlet organları arasındaki çatışmalardan çok çekti. Başbakanın önüne atılan bir anayasa kitapçığı ülkemize milyarlarca dolara mal oldu. Dönemin Başbakanı Sayın Ecevit ve arkadaşlarının önüne anayasa kitapçığını fırlatan kimdi? Biliyorsun, değil mi? Şu anda Sayın Kılıçdaroğlu ile kol kola dolaşan kişi. Bu ülke için çok şey yaptılar. Sadece siyaset kurumu değil, bütün Türkiye istikrarsızlığın bedelini ödedi.
Vesayet güçlerinin millet iradesini gasp etmesine izin vermedik. Yasama, yürütme ve yargının ortasında bir güç mücadelesine izin vermedik. Her organın kendi yetki alanında kalmasını sağlayarak ülkemizin siyasi istikrarsızlığa sürüklenmesini engelledik, taviz vermedik. Bunu da elbette aziz milletimizin yardımıyla başardık. Bizimle ilgilendin. Haklarınızı ve hukukunuzu koruduk. Bize güvendiniz ve güveninizi asla sarsmadık. Bize destek verdiniz, biz de her yerde dimdik durduk. Bundan sonra da bu vaziyette yolumuza devam edeceğiz.
“EN BÜYÜK RAKİBİMİZ VEFA, CAHİLLİK, CAHİLLİKTİR”
Önümüzde sayılı günler var. 4 gün. 4 gün sonra tekrar oy orada. Pazar günü için oylama dışında herhangi bir plan yapmayacağız. Sabah erkenden sandık başına gidip irademizi ortaya koyacağız. Bizimle birlikte mutlaka eşimizin, dostumuzun, komşumuzun sandığa gitmesini sağlayacağız. Rehavet yok. Zafer coşkusu yok. Vazgeçilmez sandık, vazgeçilmez sandık ve sandık Allah’ın izniyle zafere yürüyeceğiz. Unutmayın 28 Mayıs’taki rakibimiz asla CHP Genel Lideri değildir. En büyük rakibimiz kendini beğenmişlik, ihmal, boşverme, ‘zaten öndeyiz, nasılsa kazanacağız’ duygusuna teslim olmaktır. Bu nedenle zafer sarhoşluğu zehrinin yayılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.
14 Mayıs’ta sadece Türk demokrasisinin gücünü görmedik. Birçok algı balonunun patlamasına da tanık olduk. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı aman Allahım ne açıklamalar yaptı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı birlikte hangi açıklamaları yaptı? Pazar günü hepsini sandığa gömmeye hazır mıyız?
Hepsi ne dedi? Türkiye’ye diktatörlük iftiralarıyla yol yürümek istediler. Kendi ülkelerinde seçmenin yarısını bile sandık başına götüremeyenlerin yürüttüğü karalama kampanyalarında Türkiye, seçmenin neredeyse yüzde 90’ına oy verdi. Uluslararası basında hakkımızda yürütülen sinsi, manevi operasyonlar var. Muhalefetin açıkça tekrarladığı saçmalıklar ve saçmalıklar var.
“DİKTATÖR HALA İKİNCİ TURDA MI? DİKTATÖR BİRİNCİ TURDA BİTİRİYOR”
14 Mayıs gecesi sandıkta ortaya koyduğu iradeyle bütün bunları çöpe attı. Diktatörce telaffuzların tamamen saçmalık olduğunu gösterdi. Bir düşünün, diktatör ikinci türden kalır mı? Diktatör işini birinci sınıfta bitirir. O da yüzde 90 ile bitiyor. Dünyada bunun birçok örneği var. Diktatörlüğe değil, milletimizin gönlünü kazanmaya hasretiz. Bu bizim durumumuz.
Daha sandıkların onda biri bile açılmadan basın mensuplarını toplayıp CHP Genel Başkanı’nı Cumhurbaşkanı ilan ettiler. Bal gibi geride olduklarını bildikleri halde ‘Öndeyiz. ‘Kazanıyoruz’ diyerek seçmenlerini kandırmaya çalıştılar. Bu yalan hiddetini inatla gece boyunca ara vermeden sürdürdüler. Şimdi çıktılar, ‘Biz CHP’yi kandırdıksa size ne?’ diyorlar. Hatalarını kabul edip milletten ve CHP’li hemşehrilerimizden özür dilemek yerine çamura yatarak paçayı kurtarmaya çalışıyorlar. Çok açık ve net bir şekilde söylüyorum ki CHP’li hemşerilerimize oy vermeseler bile yapılan muameleyi, hakareti, aşağılamayı kabul etmiyoruz.
Gazi’nin şerefine halen CHP’ye oy veren vatandaşlarımızın da bu dayatmalardan rahatsız olduğuna inanıyorum.
CHP genel başkanının aylardır ses çıkarmadığı açıklamalar bunlar. Bu ne anlama gelir? Kemal Bey, sizin o teröristlerden ne farkınız var? Seni destekliyorlar, kalkıp ‘Desteğine ihtiyacım yok’ diyebilir misin?
‘Selo’nun nesi var’ diyor. ‘Kavala’nın ne günahı var’ diyor. ya da Gezi olaylarının mimarı Kavala. Selo’da 51 Kürt kardeşimizi katleden terörist. Şimdi ne diyor, ‘Çıkarırım’ diyor.
PKK’nın kurulduğu köye giderek ‘Buraya bahar gelecek’ diyerek fotoğraf çektirdiler. PKK ve sol örgütlerin simgesi olan zafer işaretleriyle milleti selamladılar. Yani 14 Mayıs’ta sandıkta halka tokat atılana kadar Kandil’den gelen destek açıklamalarını alkışlarla karşıladılar.
Şimdi dışarıdalar, bize ahlak ve Cumhur İttifakı’na milliyetçilik dersi vermeye çalışıyorlar. Onlar seni seviyor. Kemal Bey ne zaman milliyetçi oldunuz? ya da böyleler. Akşam başka, sabah başka. Her numaraya sahipler. Ama diyorum ki, pazar günü bütün bu oyunları sandıkları onlara siyasi bir mezar yaparız inşallah.
“HİÇ KİMSENİN BÖLÜMÜ, SÖYLEMİ, KÖKENİ VE GİYİMİ İLE İLGİLENMEDİK”
28 Mayıs’ın diğer konuların yanı sıra ülkemizdeki muhalefetin değişmesine vesile olacağına inanıyorum. Değerli kardeşlerim, 21 yılı iktidar olmak üzere 40 yıldır milletimizin huzurundayım. Bu süreçte kimseyi ayırmadık, ayırmadık, kimseyi karıştırmadık. Kimseye karışmadık. Yasakları kaldırdık, zulme son verdik, hukuksuzluğa dur dedik. Biz hiç kimsenin mezhebi, meşrebi, menşei, kıyafeti ile ilgilenmedik. Herkesi kucaklamak, toplumun her kesiminin özgürlüğünü genişletmek için çaba sarf ettik. Yaptığımız işler ve hizmetlerimizle her zaman halkımızın karşısına çıktık.”